Frederick Forsyth uyarlamalarına The Fourth Protocol ile başlangıç yapmışken hemen ardından da The Odessa File 'a girmesek olmazdı. Yaz...
Organisation der ehemaligen/entlassenen SS-Angehörigen yani Eski SS Üyelerinin Örgütü'nün kısaltması olan Odessa'nın varlığı hala kesinleşmiş değil. Konuyla ilgili tarihçilerin bir kısmı buna kesin gözüyle bakarken diğer kısmı ise örgütün hiç var olmadığını düşünüyor. 2. Dünya Savaşı sonrasında, Nazi Partisi yetkililerinin ve üyelerinin Latin Amerika ülkeleri ile Orta Doğu'ya kaçıp saklanmasını sağlamak amacıyla kurulduğu söylenen örgütün hiç var olmamış olma ihtimali olsa da bu insanların bahsettiğimiz yerlere gerçekten kaçmış olmaları gerçeği, örgütün olabileceği sonucunu da doğuruyor. Konu üzerine tarih dersi vermek değil tabi asıl önemsediğimiz. Ama kısa bir bilgi olarak iletelim istedik.
The Odessa File / Odessa Dosyası
Filmin hikayesi İsrail'deki bir görüşmeyle başlıyor. İki subaydan üst olduğunu tahmin ettiğimiz subay diğerine durumu kısaca özetliyor; "Mısır'da, İsrail'i yok etmek için füzeler üretildi. Ama ateşlenebilmesi için uzaktan kumanda paneline ihtiyaçları var. Paneli de Almanya'da eski SS'lerden kurulu bir örgüt üretiyor." Hikayenin bu kısmı gerçeklere de dayanıyor aslında. Konuyla ilgili olarak, Fabrika 333 olarak bilinen askeri bölgeyi ve burada çalışan bilim insanlarını hedef alan, Mossad tarafından 1962 yılında yapılan Damokles Operasyonu'nu gösterebiliriz.
Filmin bundan sonraki kısmı 1963 yılı Hamburg'un gece görüntüleriyle başlıyor. Şehirde ufak bir gezinti yaparken Perry Como'nun Christmas Dream şarkısı bize eşlik ediyor. Hikayenin asıl kahramanı Peter Miller ile tanışıyoruz. Zaten olayların başını da kendi ağzından dinliyoruz. Serbest çalışan bir muhabir olan Peter, tanık olduğumuz gecede bir ambulansın peşine takılıp haber bulmaya çalışıyor. Olay yerine gittiğinde ise polis şefi, olayın sadece yaşlı bir adamın intiharı olduğunu söyleyerek konuyu kapatıyor ki o an için bu gerçekten de doğru.
Peter'ın son dönem hayatının kısa bir özetini aldıktan sonra, aslında arkadaşı olan polis şefi kendisine bir dosya veriyor okuması için. İşler bu noktada ilginçleşmeye başlıyor. İntihar eden yaşlı yahudinin günlüğü bu. Adam, 2. Dünya Savaşı sırasında kaldığı toplama kampındaki acımasız subayı ve yaptıklarını anlatıyor. Geçmişe gönderme yapabilmek için filmde bu sahneler siyah beyaz olarak gösteriliyor.
Olay Peter'in bir hayli ilgisini çektiği için araştırmaya başlıyor ve kısa sürede, bahsi geçen subayın yaşadığını ve ölen yahudi tarafından Hamburg'da görüldüğünü öğreniyor. Derinlemesine araştırmalara başlayıp harekete geçen Peter'ın buradan sonra yaşadıkları ise kendini, olan bitenleri ve geçmişi sorgularken bir Nazi örgütüyle karşı karşıya gelmesini anlatıyor.
Şimdiden bakıldığında inanılmaz değişik özelliklere sahip bir film değil The Odessa File. Ama gerçeklere dayandığına sizi ikna edebilecek kadar da iyi. Baştan sona, etkileyici bir şekilde kullanılan gerilim öğeleri zaman zaman içinizde sıkıntı bile oluşturuyor. Bazı sahnelerdeki inandırıcılıktan uzak oyunculuklar rahatlıkla göz ardı edilebiliyor. Jon Voight ve Maximilian Schell'in oyunculukları göz doldururken, bir önceki filmi The Poseidon Adventure'un hemen ardından yönetmen Ronald Neame başarılı ve gerilim dozu iyi ayarlanmış bir filme daha imza atıyor.
Senaryo : Kenneth ROSS, George MARKSTEIN, (Frederick FORSYTH'in romanından)
Görüntü Yönetmeni : Oswald MORRIS
Yapım : 1974 - İNGİLTERE, BATI ALMANYA - 130 Dk.
Tür : Aksiyon / Gerilim / Dram
Oyuncular:
COMMENTS